Din
İstanbul dünyadaki çoğu metropol gibi birçok insan topluluğu tarafından şekillendirilmiştir. Şehirdeki en büyük mensubu bulunan din İslamiyet'tir. Dini azınlıkları ise Yunan Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi ve Sefarad ve Aşkenaz Yahudiler oluşturmaktadır. 2000 yılı nüfus sayımına göre; 2,691 faal cami, 123 faal kilise, 26 faal sinagog mevcuttur. Ayrıca 109 Müslüman mezarlığı, 57'de gayrimüslim mezarlığı bulunmaktadır. Sayıları çok azalmadan önce, belirli ilçelerde bu dini azınlıklar yaşamaktaydı. Örneğin Kumkapı'da Ermeninüfusu, Balat'da Yahudi nüfusu ve Fener'de ise Rum nüfusu vardı. Rum Ortodoks Patrikhanesi Fatih'in Fener semtinde bulunmaktadır. Bu patrikhane Hıristiyanlık dininin önemli bir kesimini oluşturan Ortodoks mezhebinin merkezidir.
Müslümanlar
Şehrin en büyük dini grubunu Müslümanlar oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra, Müslümanların en kalabalık mezhep formunu Sünniler, bu mezhebi takibende Aleviler nüfusça fazladır. 2007 yılındaki sayıma göre şehirde ki toplam camii sayısı 2,994'tür.[127] İstanbul, İslam Hilafeti'nin son merkezi olmuştur.[128] 1517 yılında Yavuz Sultan Selim ile başlayan halifelik, 3 Mart 1924 yılında Abdülmecit ile sona ermiştir.[129] 2 Eylül 1925 yılında da tekkeler kapatılmış, tarikat yasaklanmıştır. Böylelikle ülkede laik sistem başlamış ve bu değişimden en çok etkilenen il İstanbul olmuştur. Halifeliğin kaldırılmasının hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.[130] Osmanlı İmparatorluğu döneminde var olan en yüksek yetkiye sahip Şeyhülislamlar da yerini Diyanet İşleri Başkanına bırakmıştır.
Hristiyanlar
Şehir 4. yüzyıldan beri Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin merkezi olmuş ve diğer Ortodoks kiliselerinde merkezi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Aynı zamanda şehir, Türk Ortodoks Patrikhanesi ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi'ninde merkezidir. Eski yıllarda Bulgar Piskopsluğu ön planda iken bu zamanla yerini Ortodoks Kiliselerine bırakmıştır. İstanbul'da yaşayan özellikle Rumlar ve Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında Türkler ile zaman zaman çatışmalar yaşamış fakat Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla düzen yeniden sağlanmıştır. Savaşlar nedeniylede 1914 ve 1927 yılları arasında şehirde bulunan Hristiyan nüfusu hızlı bir düşüş yaşayarak 450,000'den, 240,000'e gerilemiştir.[131] 1923 yılında yapılan Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi'den İstanbul'da yaşayan Yunan Ortodoks toplumu muaf tutulmuştur.[132] Ancak İkinci Dünya Savaşı yılları bu azınlık için bir dizi vergiler getirilmiştir. (bkz. Varlık Vergisi)[133] 1955 yılında meydana gelen Rum azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketi olan 6-7 Eylül Olayları'ı 11 Rum'un ölümüne ve 30 ile 300 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu olay sonucundada İstanbul'dan, Yunanistan'a hızlı bir şekilde göç artmıştır ve 12,000 Rum vatandaşlıktan çıkarılmıştır.[134]
İstanbul'un Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi ile birlikte birçok kilise, camiiye çevrilmiştir. Küçük Ayasofya Camii, Fenari İsa Camisi, Arap Camii, Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii gibi eski yapılarda İstanbul'un Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra camiiye çevrilen kiliselerdendir. Bu camilerden en büyüğü ve en önemlisi Fatih'in Eminönü semtinde bulunan Ayasofya'dır. Ayasofya Atatürk'ün isteğiyle ibadete kapatılmış ve Bakanlar Kurulu'nun da onayıyla 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla[135] müzeye çevrilmiştir.
Yahudiler
Sefarad Yahudileri 500 yılı aşkın süredir bu şehirde yaşamaktadırlar. İstanbul'daki Yahudiler'in bugünkü nüfusu 22,000 civarındadır. Aşkenaz Yahudileri, Sefarad Yahudileri'ne nispeten daha yeni ve çok daha küçük bir topluluktur. Yahudiler'in ibadethaneleri sinagoglardır. Şehirde bulunan aktif sinagog sayısı ise 20'dir.[136] Bu sinagogların içinde en büyük taşıyanı Beyoğlu ilçesinin Karaköy semtinde bulunan Neve Şalom Sinagogu'dur. 1951 yılında ibadete açılan sinagog en büyük cemaate de sahiptir.[137] Sefarad Yahudiler'in dili olan Ladino dili (Yahudi İspanyolcası) 65 yaş üzeri kişiler tarafından konuşulur, 65 yaşın altındaki Yahudiler tarafından anlaşılsa bile artık konuşulamamaktadır. Bu yüzden Ladino ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder